31 Ağustos 2010 Salı

Çocukluk ve deliler...


ÇOCUKLUK VE DELILER...

Tanıdığım ilk deli"deli kazım dı".Bursa O zaman betona gömülmemiş yemyeşildi.Aklıma deli kazım geliyor.


Gaffur pijamaları diye bilinen oz man sümerbank pijaması dediğimiz pijamalrı ile deli kazım.


Sabah akşam aynı pijamalar ile dolaşırdı.Bildiğim kadarı ile emekli memurmuş...


Kazım ilginç bir karakterdi çocukları çoks everdi mahallede yaşayanlar da onu çoks everdi.Çocuklarını herşeyden koruyan anne babalar Kazımın çocukları ile iletişimine ses çıkarmaz tedirgin olmazlardı...


Kazımın deliliği pijamalarından gelmiyordu tabi,Kazımın bir sürü köpeği vardı(sokak köpeği)...


Sokakta pijamalı bir adam peşinde ve çevresinde bir sürü köpek,köpekleriyle Bursa sokaklarını dolaşır ve kimse Kazıma tepki göstermezdi...


Çocukken(ve şimdi)ona hayrandım.köpekleri ile yaşama aldırmaz,yürüyüşü,tavrı diğer apartman sakinlerinden kolayca ayırt edilebilirdi farklıydı...


Top oynadığımız arsa vardı(şimdi otopark)Kazım tanburunu alır çevresinde bir sürü köpek yayılır arsaya bizde kıyısına köşesine yerleşirdik kadınlarda balkona çıkardı...


O tanbur çalardı herkes dinlerdi şarkı söylemez tanbur çalardı herkes susar o çalardı aklın sınırları aşılmış kendimizi müziğin büyüsüne bırakmıştık,zaman süzülürdü ve hoş bir öğleden sonrası geçirirdik sık yapmazdı ama biz beklerdik...


Bizim ile kurduğu iletişimde çok güzeldi bizi birey olarak görürdü bıkmazdı bizden,çocuk diye geçiştirmezdi,hikayeler anlatır,bağırır çağırırdı bazen ama varlığımızı duyumsardık duyumsatırdı...


Ah Kazım!Bir gün topraklık bir alan gösterdi burayı kazın altın var demişti...


Çıldırmış gibi kazdık hiç sorgulamak aklımızdan geçmemişti neden bilmiyorum...


Kzdık kazdık ve tuhaf yazılar yazılmış mermer bulduk zengin olduk diye seviniyorduk,sanırım define gibi bir şey bulduğumuzu sanıyorduk...


Peki bunu ne yapacaktık altın değil bir şeyd eğildi daha doğrusu değerli olduğunu seziyorduk ama ne yapacağımızı bilmiyorduk...


Biri çıkıp müzeye götürelim dedi müze eve yakındı ama mermer epey büyük ve ağırdı.El arabası bulduk bir alay çocuk yola çıktık...


Müze bekçisi bizi durdurdu dilimiz döndüğünce derdimizi analattık içeri girdik orta yaşlarda bir amca bizi karşıladı...


Ha unutmadan müzenin ismi -islam eserleri müzesiydi-...


Baktı mermere inceledi bekçiye içeri koymasnı söyledi biz para istedik o bir ton küfürle bizi kovdu bekçi de bizi kovalayınca zengin olma hayallerimiz yarım kaldı...


Kazımın bir başka yönü -çarşaflı kadın-gördüğünde hemen pijamasını indirip penisini gösteriyordu bunu niye yapıyordu hiç bilmiyorum...


Ama penisini çarşaflı kadınlara gösterdiğinde şamata kopuyordu bakkalı çıkar manavı çıkar pijamasını çeker,kadınların yanındaki adam kazımı bilmediği için dövmeye kalkar esnaf ayırır,köpekler kazımı korumaya çalışır tam bir curcuna tam bir hengame...


Biz büyüyorduk ama kazım yaşlanmıyordu sanki zaman onun için durmuştu.Sağdan soldan hikayesini soruyorduk..


-Annesi öldüğü için delirdi eskiden çok efendi adammış...


-Olur mu karısı öldüğü için delirmiş...


Bu ve bunun gibi şeyler sanırım hikayesini kimse tam olarak bilmiyordu ve kendi içidne sırdı...


Şehir büyüyordu mahalleyi ve mahalle delisini yutacak kadar büyüyordu...


Artık kazım yoktu gittimi-gitmeye mi zorlandı-götürdüler mi-hiç bilmiyorum ama yoktu artık...


Bütün renkliliği naifliği ve çılgınlığı ile köpekleri ile toza karıştı kazım...


VE YEŞILIN MEŞHUR DELISI DELI AYTEN...


Deli ayten belki de bursanın en tanınmış en gizemli delisidir...


Kesinlikle kendisinden korkulurdu.Yaz kış kat kat giyinirdi...


Kedilerle özel bir bağı vardı sürekli kedi beslerdi ve çevresinde kedi eksik olmazdı...


Bana göre Bursanın ilk feministi şimdiki feminizm anlayşımın sanırım kökleri DELI AYTENIN gücüne bir kadının erkekler karşısında bu kadar baskın olabileceğini görmeme dayanır...


Yaz kış aynı giysileri giyerdi.Dilenmezdi bir şey istemezdi...


Insanlar ona korka korka para veya yiyecek verirdi...


Sürekli çanta ile gezerdi ama çantayı açtığını gören olmamıştı...


-aytennnnnnnnnnnnnnnnnnnnn!


-ne var orospu çocuğu!!!!!!!!!!!


-DELI AYTENNNNNNNNNNNNNNN!


Ondan sonra kıyamet kopardı eline geçerse fırlatırdı arabayamı denk gelmiş dükkanın camımı inmiş hiç fark etmezdi...


Bir kere yeşil cami etrafında böyle bir olay olmuş ayten adamı kovalıyor adam kaçıyor artık taş maş ne varsa arkasından forlatıyor cami etrafında dönüyorlar...


Camiyi gezmeye gelen turistler donmuş kalmışlardı cidden sanki şoka girmişlerdi.TÜRKIYEYE HOŞ GELDINIZ...


Eh sevgili deli aytende gitti artık her yer daha steril daha normlara sıkıştırılmış bay ve bayanlarla örülü...


Kimi öldü dedi kimi kayboldu o da yaşamın gizemli kıyılarına sesizce süzüldü...


bir daha ki sayıy kaldı deli feti ne yapayım yoruldum...


ha bu arada oy falan atmayın gidin piknik yapın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder